Bir kaşık zeytinyağında başladı hikayemiz.. Her derde deva olsun, her gelen huzur bulsun istedik. Bir hayal kurduk sonrada ince eleyip sık dokuduk. İşte ortaya böyle çıktı Taş Bahçe...

Taşları ince ince işledi sevgili sanat erbabı Esat Abimiz. Lalelerle enginar yapraklarını, zeytin dalı figürlerini pembe pembe sarımsak taşlarına hayat verdi Taş Bahçe'de.

Doğal olsun diye özendik herşey. Anneannemizin, babaannemizin evlerinden esinlendik, eski İstanbul karoları, ahşap tavanlar, doğal taş yer döşemeleri. İşinin erbabı bir mimar ne de güzel restore etmişsiniz dedi bize; oysa ki binaların inşaatı 16 ayda tamamlanmıştı. Sıradanlıktan uzak olmalıydı. Yatılacak yatak, bakılacak ayna Girit ruhunu yansıtmalıydı. Rum esintisi olmalıydı. Zor oldu karar vermek. İşlendi tek tek yataklar, dolaplar, aynalar. Musluklar bile özenle seçildi. Komidinleri antikacımız yeniledi, koltukların her birinin yüz yıllık hikayesi vardı. Kimler geldi kimler geçti kim bilir. Eskiyi yeniledik, yeniyi eskiye benzettik ama birşey eksikti. Bir koku bulduk, sabun kokusuyla dolmalıydı her yer, huzur vermeliydi, aşk kokmalıydı... Bahçemizde çiçekler açtı, coştukça coştu...

Tamamdı artık herşey. Kapıları açtık kahvaltı soframızı bir donattık pir donattık üstelik tam not da aldık.

Şimdi bu güzel bahçeye, mis ķokulu odalarımıza sizleri de bekliyoruz. 

​